AddThis Social Bookmark Button

KANDÄ°L GECELERÄ°NÄ° KUTLAMA
GELENEĞİNİN ŞER'Î DAYANAKLARI
 
Doç. Dr. Mustafa DÖNMEZ

GiriÅŸ :Günümüz Ä°slam dünyasında ve özellikle de ülkemizde, kutlanagelen  Mevlit, Regaib, Miraç, Berat gibi bazı kandil geceleri bulunmaktadır. AraÅŸtırmamızda sözkonusu kandil gecelerini kutlama geleneÄŸinin ÅŸer'i dayanakları tespit edilmeÄŸe çalışılmıştır. Ayrıca konuyla ilgili olarak Ä°slam alimlerinin görüşleri belirtilmiÅŸ ve bu geceleri kutlamanın meÅŸrû olup olmadığı hususunda tatminkar bir sonuca varılmaya çalışılmıştır. Cenab-ı Hâk’dan niyazımız, bu çalışmamızın müslümanlar için faydalı olması dileÄŸidir.

1.     Mevlit Kandili  :Ä°sminden de anlaşıldığı üzere Peygamber (s.a.v.)’in doÄŸduÄŸu gece olup, Rabi’u’l-Evvel  ayının on ikinci gecesine rastlamaktadır. Ancak hz. Peygamberin bu gecede doÄŸduÄŸu konusunda ihtilaf olduÄŸu bilinmektedir.[i] Ayrıca bu gecenin ne fazileti ve ne de kutlanması konusunda hiç bir rivayet sabit olmamıştır. Kaldıki ne Peygamberimiz (s.a.v.) ne ashabı ve ne de selef-i salihin bu geceyi kutlamış deÄŸildir.

Dolayısıyla ilim adamları bu geceyi özel olarak ihya etmeyi ve de mevlit okumayı dinde ihdas edilmiÅŸ bir bid’at saymışlardır.[ii] Ayrıca okunan mevlidin de bid’atlerden sayıldığı ilim ehlince bilinen bir husustur.[iii] Nitekim ilk mevlit okuma adeti Mısırda Rafizî olan Fâtimiler tarafından ihdas edilmiÅŸ ve günümüze kadar mevlit ve diÄŸer kandillerde deÄŸiÅŸik dillerde okunagelmiÅŸtir. Bazı Ä°slam alimleri bu kutlama geleneÄŸi, hırstiyanların, Ä°sa (a.s.)’ın doÄŸum yılını kutlama adet ve kültüründen Müslümanlara intikal etmiÅŸ olabileceÄŸini söylemektedirler[iv] ki, bu makul bir tespit olarak görünmektedir.

Rabi'u'l-Evvel  ayındaki kutlamalar konusunda Sünnet ve Bid'atler eserinin müellifi ÅŸu ifadelere yer verir : '' Bu ay, özel olarak namaz, zikir, ibadet, infak ve sadaka için ayrılan bir ay olmadığı gibi, Peygamber (s.a.v.) efendimiz kanalıyla Ä°slamın mübarek olduÄŸunu bildirdiÄŸi Cuma ve bayram günlerinden biri de deÄŸildir. Peygamber (s.a.v.) efendimiz bu ayda doÄŸmuÅŸ ve aynı zamanda bu ayda vefat etmiÅŸtir. Öyleyse doÄŸumuna neden sevinirler de ölümüne üzülmezler? Bu durumda doÄŸumunu kutlamak ve bu maksadla törenler düzenleÅŸek, hoÅŸ olmayan bir bid'at ve ne yazık ki bir dalalettir. Bu kutlama ne dine uygun ve ne de akla yatkın bir davranıştır. Çünkü bunda hayır ve bereket olsaydı, elbette dört halife, sahabe, tabiin ve tebe-i tabiin, mezhep imamları ve onlara tabi olanlar gaflet içinde olmazlar ve bunu kutlarlardı.''

 2.     Regaip Kandili : 

a. Regaip Gecesi ve Ä°hya Edilmesinin Fazileti :

Bu geceyi ihya etmek maksadıyla Recep ayının ilk perÅŸembe gününün akÅŸamı yani cuma gecesine Regaip denilmektedir.[v] O günün oruç tutulması, akÅŸamla yatsı arası kılınan on iki rek’atlık namazın ve bu gecenin fazileti hakkında gelen rivayet ÅŸudur:

 Enes b. Mâlik (r.a.)  Allah Rasulu (s.a.v.)’in  şöyle dediÄŸini rivayet eder:

            (Recep ayında orucun faziletini zikrettikten sonra, devamla) “O ayda bulunan ilk cuma gecesinden gafil olmayın. Çünkü o, meleklerin regaip diye isimlendirdikleri bir gecedir. Kim recep ayının ilk perÅŸembe gününü oruc tutar ve o günü, akÅŸamla yatsı arası on iki rekat namaz kılarsa, (namazın keyfiyetini açıkladıktan sonra) Allah Teâla o kimsenin günahlarını bağışlar.”[vi]

 Ä°mam Ä°bnu’l-Cevzî bu hadis hakkında ÅŸunları söyler :

            “Bu hadis Allah Rasulu (s.a.v.) üzerine uydurmadır. Ali b. Abdillah b. Cahdami, bu rivayetiyle ilim ehli tarafından itham edilip yalancı sayılmıştır. Hocamız hafız Abdulvahhab’ı şöyle derken iÅŸittim: Bu hadisin ravileri mechûldür. Ravilerle ilgili bütün kitaplarda onları aradım ve bulamadım.”[vii]

Ä°bnu’l-Cevzî sözüne şöyle devam eder :

            “Bu hadisi uyduran kimse bid’atında[viii] çok aşırı gitmiÅŸtir. Çünkü bu namazı kılan kimse önce gündüz oruç tutacaktır. Belkide o günün gündüzü çok sıcaktır, oruçlu olunca da akÅŸam namazına kadar haliyle yemek yeme imkanı bulamıyacaktır akÅŸam namazından sonra, bu namaz için uzun tesbihat sebebiyle kıyamda ve secdede duracak neticede gayet eziyet çekmiÅŸ olacaktır. Ben doÄŸrusu, ramazan ve teravih namazlarına nazaran insanların bu namaz için, nasıl izdihamlaÅŸtıklarını gıpta ettim. Öyleki, bu namaz halk indinde diÄŸer namazlardan daha büyük ve deÄŸerlidir. Çünkü bu namazda genelde diÄŸer beÅŸ vakit namaza gelmeyenler hazır bulunuyor.[ix]

 Hâfız Ebu’l-Hattâb ise ÅŸunu söyler :

            “Regaip namazını uydurmakla ittiham edilen kimse Ali b. Abdillah b. Cahdamî’dir. Mechûl olan raviler üzerine uydurmuÅŸtur ki, bunlar kitablarda mevcut deÄŸildir.[x]

            Hâfız el-Ä°rakî şöyle der :

            “Sözkonusu hadisi eserinde nakleden, Rezin adında bir yazardır ve hadis uydurmadır.”[xi]

 

 b. Regaip Namazının Tarihi :

 Ä°mam et-Tartuşî ÅŸu sözünü ekler:

            “Receb ayındaki regaip namazı, Beytü’l-Makdis’de bizim bulunduÄŸumuz yerde ancak h. 480 senesinde ihdas (uydurulmuÅŸ) edilmiÅŸtir. Bundan önce bu namazı ne gördük ve ne de duyduk.”[xii]

Ä°mam Ä°bn teymiye de bu kutlamanın h.IV. asırdan sonra baÅŸladığını, gündüzün oruç tutulması, gecenin de regaip diye isimlendirilen namazın kılınmasıyla ilgili rivayetin, hadis ulemasının  ittifakıyla uydurma olduÄŸunu ifade etmektedir.[xiii]

Bu gecede mevlit okuma geleneği bu namaza nisbeten yeni sayılıp daha sonra uygulanmaya başlanmıştır.

 

 3. Miraç Kandili :

Cenab-ı Hakk'ın bir ihsanı olarak, Peygamber (s.a.v.)'in Recep ayının yirmi yedinci gecesinde semalara yükselmesi veya çıkması (urûç) mucizesidir.[xiv] Dolayısıyla bu geceye Miraç gecesi denilmiştir. Hz. Perygamber'in Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya kadar götürülme (İsra) mucizesi Kur'an-ı Kerim'de zikredilmiştir.[xv] Semalara çıkması olayı (miraç) ise, muteber sahih hadis kaynaklarımızda anlatılmıştır. Ancak bu Miraç gecesini özel olarak ihya etme konusunda her hangi bir delil bulunmamaktadır.

Sünnet ve Bid’atler kitabının yazarı Muhammed Abdüsselam, Recep ayındaki bid’atler bölümünde ÅŸunları zikreder :

            “Miraç hadisesini okumak, recep ayının yirmi yedinci gecesi kutlamada bulunmak bid'attir. Bazı kimselerin o geceye mahsus zikir ve namazların varlığından sözetmesi, Recep, Åžaban ve Ramazan aylarında okunacak dualardan bahsetmesi, tamamen uydurma, iftira ve bid'atelerden ibarettir. EÄŸer bunda bir hayır olsaydı, öncekiler bizleri bu yarışta geride bırakırlardı. Miraç gecesinin hangi gece olduÄŸuna bir kanıt mevcut deÄŸildir. Hatta bu olayın hangi ayda olduÄŸu da belli deÄŸildir.”[xvi]

 Ä°mam Ä°bn Teymiyye’de Recep ayının yirmi yedinci gecesi ile ilgili olarak kılınan namaz hakkında şöyle der:

            “Muteber alimlerin belirttiÄŸi gibi, Ä°slam alimlerin ittifakıyla bu, (namaz) meÅŸruu deÄŸildir. Bu ancak cahil ve bid’atçı kimselerden südur eder.”[xvii]

Bu gecede de mevlit okumak adet halini almıştır. Böylelikle bir bid’ata diÄŸer bir bid’at eklenmiÅŸ olunmaktadır.

 

4.     Berât Kandili :

a. Berât Kandili ve İhya Edilmesinin Fazileti:

Berât kandili ise Şaban, ayının on beşinci gecesine denilmektedir.[xviii] Bu gecenin faziletiyle ilgili bazı rivayetler gelmiştir. Örnek olarak bir kaçını zikredelim.

 Hz. Ali (r.a.)’dan Allah Rasûlü (s.a.v.) ÅŸunu demiÅŸtir :

            “Åžaban ayının ortasında olan gece olunca, gecesini ihya ediniz, gündüzünü de oruçlu geçiriniz.”[xix]

DiÄŸer bir rivayet ise şöyledir : Ebû Musâ el-EÅŸ’arî (r.h.)’dan Nebi (s.a.v.)  şöyle demiÅŸtir :

            “Åžaban’ın ortasında bulunan gecede Allah Teâla mahlukatına nazar eder. Müşrik ile cimri müstesna olmak üzere bütün mahlukatını affeder.”[xx]

            Yine baÅŸka bir rivayette de şöyledir:

 Hz AiÅŸe (r.a.)’dan Nebî (s.a.v.) şöyle demiÅŸtir:

            “Bu gecede Adem oÄŸlundan her doÄŸacak ve ölecek olan yazılır. Ve yine bu gecede onların amelleri yükselir ve rızıkları iner.”[xxi]

Ancak bu rivayetler veya zikrettiÄŸimiz rivayetlerden hiç birisi sahih deÄŸildir. Ä°lk rivayet Hz. Ali’nin rivayetidir.

             Hâfız el-Buseyrî şöyle der:

            “Bu rivayetin senedinde Ä°bn Ebî Sebure vardır. Asıl ismi, Ebu Bekr b. Abdillah b. Muhammed b. Ebî Sebure'dir. Ä°mam Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Ma’in, bu adamın hadis uyduran bir kimse olduÄŸunu söylediler.”[xxii]

            Ä°kinci rivayete gelince, Ebu Mûsa el-EÅŸ’arî’nindir. Hâfız el-Buseyrî derki :

            “Ebû Musâ’ya ait hadisin senedi zayıftır. Bu da  Abdullah b. Lehi’a’nın zayıf oluÅŸundandır. Birde Velîd b. Müslim’in tedlis yapması söz konusudur.”[xxiii]

DiÄŸer rivayette Hz. AiÅŸe’ninkidir. Onun, Ebû Mûsâ el-EÅŸ'arî’nın rivayetine benzer baÅŸka bir hadisi daha vardır. Ä°mam Beyhakî, her iki rivayeti de Da’vât’ul-Kebîr isimli eserinde tahriç ettikten sonra şöyle der :

            “Bu hadisin isnadında ve öncekinde de mechûl olan kimseler vardır. DiÄŸeri birine eklenince rivayet biraz kuvvet kazanmaktadır.”[xxiv]

 Bid’at ile ilgili eserinde bu rivayetleri serdeden Ebu Şâme akabinde ÅŸunu söyler:

            “Bu rivayetlerde hususî bir namazın beyanı yoktur. Ancak bu gecenin faziletini belirtmektedir. Geceyi ihya etmek ise, bütün senenin gecelerinde olduÄŸu gibi müstehabtır. Mahzúr ve münker olan ÅŸey ;  bazı geceleri hususi bir keyfiyette hususi bir namazla tahsis etmek, cuma, bayram ve teravih gibi ve bunu da Ä°slam’ın ÅŸiarından olan mezkur ibadetler gibi izhar etmektir.”[xxv]

 

b. Berât Kandilinde Kılınan Namaz :

            Allâme Ali b. Ä°brahim bu namaz hakkında şöyle der:

            “Åžaban ayının ortasında geceleyin kılmak üzere ihdas edilen (uydurulan) onar defa ihlas suresi okumak suretiyle cemaatle kılınan, cuma ve bayramlardan daha fazla önem verilen yüz rek’atlık elfiye namazına gelince; hakkında ancak ya zayıf ya da uydurma haber ve rivayet gelmiÅŸtir. Kût’ül-Kulüb ve Ä°hyâu Ãœlûmi’d-Dîn yazarlarının zikretmesine veya Sa’lebi tefsirinin bunun kadir gecesi olduÄŸunu söylemesine aldanma”[xxvi].

            Hâfız el-Ä°rakî ise şöyle der :

            “Åžabanın onbeÅŸinci gecesine ait olduÄŸu söylenen namazın aslı yoktur.”[xxvii]

            Ä°bnu’l-Cevzî’de: “Şüphesiz bu hadis uydurma” demektedir.[xxviii]

            Ä°mam Ä°bn Teymiye de buna benzer açıklamalarda bulunmuÅŸtur.[xxix]

 

 c. Bu Namazın Çıkış Tarihi :

 Ä°mam et-Tartuşî bunu şöyle anlatır :

            “Bana Ebû Muhammed el-Makdisî haber vererek dedi ki : Bu namaz, bizde ilk olarak 448 h. senesinin evvelinde ortaya çıkmıştır. Nablus ÅŸehrinden Ä°bn Ebi’l-Hamrâ adıyla tanınan birisi Beytü’l-Makdis'e geldi. Güzel tilaveti vardı, kalktı ve Mescid-i  Aksâ’da Åžaban ayının yarısında (15’inde) bulunan gecede namaz kıldı, arkadan ona birisi uydu ondan sonra bir baÅŸkası, daha sonra bir diÄŸeri eklendi, neticede namazı bitirinceye kadar kalabalık bir cemaat oluÅŸtu. Gelecek sene yine geldi ve arkasında bir çok insan bu namazı kıldı. Mescidde bu yayıldı. Böylelikle Mescid-i Aksâ’da ve insanların evlerinde bu namaz intiÅŸar etti. Daha sonra bir sünnetmiÅŸ gibi günümüze kadar bu namaz devam edegeldi.”[xxx]

İmam İbn Teymiye de bu namazın çıkış tarihi ve kutlamalar konusunda bilgi verirken bunların h. IV asırdan sonra ortaya çıktığını belirtir.[xxxi]

 Günümüzde bile bu gecenin ihyası için, camilerde mevlit okunmak, salavat ve dualar yapılmak suretiyle kutlama geleneÄŸi  bilinçsiz bir ÅŸekilde devam ettirilmektedir.

  

5.     Kadir Gecesi :

Ramazan ayının en faziletli gecesidir. Bunun nedeni Kur'an ayetlerinin ilk defa vahyedilmeÄŸe baÅŸladığı gecedir.[i] Fazileti konusunda Kur’an ve Sünnetten bir çok deliller sabit olmuÅŸtur. Bu geceyi ihya etmeyi teÅŸvik eden hadislerle, Peygamber (s.a.v.) ve Ashabının bu geceyi ne ÅŸekilde ihya ettikleri konusundaki rivayetlerin hadis mecmualarında yer aldığı şüphesizdir. Nitekim on dört asırdan beri Müslümanlar bu geceyi ihya ede gelmiÅŸlerdir. Ancak buradaki sorun, Kadir gecesini ihya etme keyfiyeti ile ilgilidir. Zira dini bilgilerden mahrum olan bir çok müslüman, bu geceyi sünnete uygun bir ÅŸekilde ihya etmediÄŸi ve ibadetlerine bir çok bidatler karıştırdığı görülmektedir. (ÖrneÄŸin; camilerde mevlit okumalar, bir sesle getirilen salavatlar, koro halinde ilahiler, spor hareketlerini andıracak ÅŸekilde huÅŸudan uzak hızlıca kılınan teravihler, kollektif hatimler, bin defa kelime-i tevhid tesbihini çekmeler, v.s...). Dolayısıyla bu geceyi ihya maksadıyla yapılan ve salih zannedilen bir çok amel, ne yazık ki faydasız ve boÅŸ bir gayretin ürünü olmaktan öteye gitmemektedir. Binâenaleyh Müslümanların ibadetlerdeki yanlış uygulamalarının düzeltilmesi için ciddi bir ÅŸekilde bilinçlendirilmelerine ihtiyaç vardır. Bu nedenle halkın uyarılması konusunda ilim adamları ve din görevlerine önemli vazifeler düşmektedir.  

 

Sonuç :

Ä°slam tarihinde bin yıla yakın bir geçmiÅŸi olan kandil gecelerini kutlama geleneÄŸinin ÅŸer'i dayanakları ve konuyla ilgili olarak ulemânın görüşleri araÅŸtırılmış, söz konusu geceler içerisinde Kadir gecesini ve bu gecenin ihya edilmesiyle ilgili deliller arzedilmiÅŸtir. Åžaban ayının onbeÅŸinci gecesiyle ilgili rivayetler ise, birbirini takviye ederek bu gecenin faziletine delalet etmiÅŸ olsalar bile, bunlarda hususi bir namazın beyanı olmadığına iÅŸaret edilmiÅŸtir. Kandil diye addedilen diÄŸer gecelere gelince, ne fazileti ve ne de ihyâ edilmeleri konusunda muteber hadis kaynaklarımızda sabit olmuÅŸ her hangi bir delilin bulunmadığı da belirtilmiÅŸtir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v.), Sahabe, Tabiin ve Tebe-i tabiin dönemlerinde, bu tür kutlamaların olmadığını belirterek, cehaletin yayıldığı, dini duyarlılığın kaybolduÄŸu ve çeÅŸitli bid'atlerin zuhur ettiÄŸi devirlerde bu geceleri kutlama adetinin ortaya çıktığı vurgulanmış,  tarih olarak ta bunun, h. V. asrın ortalarında baÅŸladığı tespit edilmiÅŸtir.

 Muhtemelen okuyuculardan bazıları, müslümanların manevi gıdalarının tıkandığı endiÅŸesiyle bu çalışmayı hoÅŸ karşılamayacaklardır. Kaygıları yerinde olmakla birlikte, bu kardeÅŸlerimize Peygamber (s.a.v.)’in Hz. AiÅŸe (r.a.)’dan gelen sahih bir hadisi ÅŸerifin hatırlatılması yaralı olacaktır :

            “Kim, bizim üzerinde bulunmadığımız bir ameli iÅŸlerse, o amel merduttur.”[ii] Binaenaleyh, sahih delillere dayanmayan herhangi bir amel manevi gıda deÄŸildir.

Öyleyse bir amelin meÅŸrûluÄŸu, veya sahih oluÅŸu, hz. Peygamberin sünnetine uygunluk arzetmesiyle ölçülür. EÄŸer Ä°slamın uygulanışı insanların geleneklerine bırakılmış olsaydı, karşımıza bir çok  keyfi uygulamalar ortaya çıkardı. Dolayısıyla Abdullah b. Mesud'un ''Sünneti seniyyeye uygun az amel, bidatla karışmış çok amelden daha hayırlıdır'' [iii] sözü, amellerin sünnete uygun olmasının gerekliliÄŸi konusunda yapılmış önemli bir vurgudur.

 Cenab-ı Hak cümlemize hakkı hak bilip ona tabi olmayı, batılı da batıl bilip ondan kaçınmayı nasip eylesin, bizleri kendi rızasına uygun ameller iÅŸlemeyi muvaffak ve müyesser kılsın.

 

Allah’ın selamı, rahmet ve bereketi, Rasûlü'nün yoluna tabi olanlar üzerine olsun.... 

 

 Dipnotlar : 

i Bkz. Ä°bn Teymiye, Ä°ktidau’s-Sırâti’l-Müstakîm, Lahor, 1397/1977, s. 294-295.

ii Bkz. Ä°bn Teymiye, age., s. 294-295.

iii Bkz. Hayrettin Karman,  Ä°slamın Işığnda Günün Meseleleri, Kalem yay., Ä°st., 1980, s.121.

iv Bkz. Ä°bn Teymiye, age., s. 294.

V Muhammed Abdüsselam, Dua ve zikirlerle ilgili Sünnet ve Bid'atler, İkbal Kitabevi, Konya, 2000., s. 136.

v Bkz. Abdullah YeÄŸin, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lügat,  Derya yay. Ä°st., 1978, II/1276.

vi Ebu Şâme, el-Bâisu 'ala Ä°nkâri’l-Bida’i ve’l-Havâdis, Mekke, 1401/1981., s. 39-40.

vii  Ä°bnü’l-Cevzî, el-Mevdu’ât, Kahire, 1407/1987, II/125-126.

viii  Dini istilah’da bid’at : Ä°badet maksadıyla dinde aslı olmayan veya aslı olupta ona benzeyen bir uygulamayı ihdas ederek dine sokmaktır. 

ix Ä°bnü’l-Cevzî, age., II/127.

x Ebu Şâme, age.,, s. 40.

xi Muhammed Abdüsselam, age., s. 137.

xii et-Tartuşî, el-Havâdisu ve’l-Bida’u, Beyrut, ts., s. 133.

xiii Bkz. Ä°bn Teymiye, age., s. 293.

xiv Bkz. Abdullah YeÄŸin, age., II/983.

xv Bkz. Ä°sra suresi, 1.

xvi Muhammed Abdüsselam, age., s. 140.

xvii Ä°bn Teymiye, age., s. 293.

xviii  Bkz. Abdullah YeÄŸin, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lügat,  Derya yay. Ä°st., 1978, I/163.

xix Bkz. Ä°bn Mace, Ä°kametü's-Salat , 191, thk. Muhammed Fuâd Abdulbaki, Mısır, 1972; el-Beyhakî, Fedâilu’l-Evkât, Beyrut, ts., s. 24;  Ä°bnu’l-Cevzî, el-Ä°lelu’l-Mutenâhiye fi'l-Ehâdisi'l-Vâhiye, thk. Ä°rÅŸadu'l-Hak el-Eserî, Lahor, 1399/1979, II/71.

xx Bkz. el-Buseyrî, Misbâhu’z-Zucâce fi Zevâid-i Ä°bn Mâce, Beyrut, ts., II /10.

xxi Bkz. Ebu Şâme, el-Bâisu 'alâ Ä°nkari’l-Bida’i ve’l-Havâdis, s. 35.

xxii el-Buseyrî, age, II/10.

xxiii el-Buseyrî, age, II/10.

xxiv el-Beyhâkî, ed-Da’vatu’l-Kebîr, (el yazma).

xxv Ebu Şâme, el-Bâisu 'alâ Ä°nkari’l-Bida’i ve’l-Havâdis, s. 35.

xxvi Muhammed Tâhir b. 'Ali, Tezkiratu’l-Mevduât, s.45.

xxvii Muhammed Abdüsselam, age., s. 141.

xxviii Ä°bnü’l-Cevzî, el-Mevdu’at, II/127.

xxix Bkz. Ä°bn Teymiye, Ä°ktidau’s-Sırâti’l-Müstakîm, s. 302.

xxx et-Tartuşî, el-Havâdisu ve’l-Bida’u, s. 132.

xxxi  Bkz. Ä°bn Teymiye, Ä°ktidau’s-Sırâti’l-Müstakîm, s. 293.

xxxii Bkz. Abdullah YeÄŸin, age., I/843.

xxxiii Bkz. Sahihu Müslim, Ekdiye, 18, thk. Muhammed Fuâd Abdulbakî, Kahire, 1412/1991; Ä°bn Mace, Mukaddime,2.                                                       

xxxiv Bkz. Dârimî,  Mukadddime, 22, Dâru'l-Kutubi'l-'Ä°lmiyye, Beyrut, ts.



PaylaÅŸ....

Yorumlar  

 
+1 #2 yönetici 2011-06-16 19:22 Amin, Allah c.c. Bizleri Her bidat ve uydurma şeyden korusun. Resulun sünneti üzere tutsun.
 
 
+1 #1 tuba 2011-05-26 08:38 bilmeden ne kadar yanlış şeyler yapıyormuşuz. ve belki de daha çok yanlışımız var. Rabbim kuran ve sünnet yolunda olmayı nasip etsin
 

Yorum Yazabilmek için Üye olmalısınız.

Ãœye GiriÅŸ Formu

Allah yaratılış gayesi yaratılışgayesi davet muhammed melek Kuran Sünnet hadis ayet cennet, cehennem, islam, insan, yazılı, sesli, video, yayın, ebu, said, enes, canlı, tv, abdurrahman, musa, isa, ibrahim, nuh, ıstılah, sohbet, albani, buhari, muslim, tirmizi, nesai, ibn, mace, taberi, kesir, kurtubi, sitte, ebu, davut, davud, sunen, dua,  büyü, cin, sihir, tılsım, ahmed, korunma, edeb, rukye, oruç, namaz, kurban, bayram, ramazan, fıtrat, tevhid, uluv, risale, tahkik, menhec, tahric, nur, muaz, zaman, sema, arÅŸ, cübbeli, harun, isa, yahya, vahiy, islami, video, islamivideo, mesnevi, mevlana, guraba, kitap, al, oku, öğren, cd, indir, download, ebu said tasavvuf mevlana fetva ayet ebusaid kitap kays leyla mecnun celalettin celaleddin rumi kimya zahir tecelli vasıf tanımak nitelemek hadis ilim  amel iman nas iman ıstılahÅŸeriathakikathükümkuran sünnet küfür ÅŸirk tevhid sünnet kalp hayat zikir iman

Åžu anda 1857 ziyaretçi Ã§evrimiçi