Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Lütfen Giriş yada Kayıt.    Kayıp Parola?

Selefin Tanımı
(1 inceleyen) (1) Ziyaretçi
Alta gitSayfa: 1
BAŞLIK: Selefin Tanımı
#53
Selefin Tanımı 14 Yıl, 8 Ay önce Karma: -10
AddThis Social Bookmark Button
تعريف السلف
السَّلف في اللغة :
ما مضى وتقدم ، يُقال : سلَف الشيءُ سَلَفا : أَي مضى ، والسَّلف : الجماعة المتقدِّمون ، أَو القوم المتقدمون في السير .
قال تعالى : {فَلَمَّا اٰسَفُونَا انْتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَاَغْرَقْنَاهُمْ اَجْمَعينَ
فَجَعَلْنَاهُمْ سَلَفًا وَمَثَلًا لِلْاٰخِرينَ
سورة الزخرف : الآيتان ، 55 ، 56

Selefin Tanımı

Selef Kelimesinin Sözlük Anlamı:

Selef, geçen, önceden gelip geçmiş olan demektir. Bir şey önceden geçip gitti anlamında(سلَف الشيءُ سَلَفا )denilir. Önceden geçen bir topluluğa veya daha önce geçip giden bir kavme de selef denir.

Allah teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, hepsini suda boğduk. Onları, sonradan gelenlerin geçmişi (selefen) ve bir ibret örneği kıldık.” [Zuhruf: 55-56]

أَي : جعلناهم سلفا متقدِّمين لمن عمل بعملهم ، وذلك ليَعْتَبِرَ بهم مَنْ بعدهم ، وليتعظ بهم الآخرون .

Yani onların yaptıkları şeyleri yapanların selefi kıldık. Kendilerinden sonra gelenler onlardan ibret alsınlar ve onların hali başkalarına da ders olsun diye böyle yaptık.

والسَّلَفُ : (من تقدَّمك من آبائك ذوي قرابتك الذين هم فوقك في السنِّ والفضل ، ولهذا سُمي الصدر الأَول من الصحابة والتابعين : السلف الصَّالح)
انظر معاجم اللغة : تاج العروس ، لسان العرب ، القاموس المحيط : مادة " سَلَفَ "

Selef: Yaş ve faziletçe senden üstün olan ve senden önce yaşamış olan ataların ve akrabaların demektir. İşte bundan dolayı tâbiînin ilk nesline selef-i sâlih denilmiştir. Bkz: Tâcu’l-Arûs, Lisânu’l-Arab, el-Kâmûsu’l-Muhît, (S-l-f maddesi).

وفي الاصطلاح :
إِذا أُطْلِقَ السلفُ عندَ علماءِ الاعتقادِ فإِنَّما تدور كل تعريفاتهم حول الصحابة ، أَو الصحابة والتابعين ، أَو الصحابة والتابعين وتابعيهم من القرون المفضلة ؛ من الأَئمَّةِ الأَعلامِ المشهودِ لهم بالإِمامةِ والفضلِ واتباعِ السنة والإِمامةِ فيها ، واجتناب البدعةِ والحذر منها ، وممن اتفقت الأُمّةُ على إِمامتهم وعظيم شأنهم في الدِّين ، ولهذا سمي الصدرُ الأول بالسلَف الصالح .

Selef Kelimesinin Istılâhî/Terim Anlamı:

Akâid âlimleri tarafından selef kelimesi mutlak, yani yalın halde kullanıldığı zaman, onların bütün tanımları ya sahâbilere veya sahâbilere ve tâbiîne ya da sahâbilere, tâbiîne ve onların izinden giden faziletli nesile delâlet eder. Onlar; imamlıklarına, fazîletlerine, sünnete bağlılıklarına, bu bağlılıktaki önderliklerine ve bid’atten sakındıklarına tanıklık edilen meşhur imamlardır. Onlar imamlıklarında ve dîndeki yerlerinin büyüklüğünde ümmetin ittifak ettiği kimselerdir. Bu sebeple İslâm’ın ilk dönemlerinde yaşayan Müslümanlara selef-i sâlihîn denilmiştir.

قال اللّه تعالى
وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدٰى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبيلِ الْمُؤْمِنينَ نُوَلِّه مَا تَوَلّٰى وَنُصْلِه جَهَنَّمَ وَسَاءَتْ مَصيرًا

“Kendisi için doğru yol apaçık belli olduktan sonra, kim Peygamber’e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakır ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir.” [Nisa: 115]

Âyette zikredilen “müminler” Kur’ân’ın kendileri hakkında indiği ilk mü'min topluluk olan sahâbe topluluğudur.

وقال : وَالسَّابِقُونَ الْاَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرينَ وَالْاَنْصَارِ وَالَّذينَ اتَّبَعُوهُمْ بِاِحْسَانٍ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَاَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرى تَحْتَهَا الْاَنْهَارُ خَالِدينَ فيهَا اَبَدًا ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظيمُ

“(İslâm dînine girme hususunda) öne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tâbi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük bir başarıdır.” [Tevbe: 100].

وقال النَّبِيُّ صلى اللّه عليه وعلى آله وسلم :

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

خَيْرُ النَّاسِ قَرْني ثُم الَذيِنَ يَلُونَهُمْ ثُمَ الَذِينَ يَلونَهُمْ

“İnsanların en hayırlısı benim içinde bulunduğum nesildir. Sonra onlardan sonrakiler, sonra onlardan sonrakiler gelir.” [Buhârî ve Müslim].

ورسولُ اللّه -صلى الله عليه وعلى آله وسلم- وصحابته والتَّابعون لهم بإِحسان هم سلف هذه الأمة ، وكل من يدعو إِلى مثل ما دعا إِليه رسول اللّه -صلى الله عليه وعلى آله وسلم- وصحابتُهُ والتابعون لهم بإِحسان ، فهو على نهج السلف .

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, sahâbileri ve onlara en güzel şekilde tâbi olanlar bu ümmetin selefidir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, sahâbilerinin ve onlara en güzel şekilde tâbi olanların çağırdığı şeylerin benzerine çağıran herkes selefin yolundadır.

والتحديد الزمني ليس شرطا في ذلك ؛ بل الشرط هو موافقة الكتاب والسنَّة في العقيدة والأَحكام والسلوك بفهم السَّلف ، فكل من وافق الكتاب والسُّنَة فهو من أتباع السَّلف ، إن باعد بينه وبينهم المكان والزمان ، ومن خالفهم فليس منهم وإن عاش بين ظهرانيهم .

Bu konuda bir zaman sınırlamasına gitmek şart değildir. Bilakis şart olan şey, akîdede, ahkâmda, ahlâkda, bütün tutum ve davranışlarında selefin anladığı şekilde Kitap ve Sünnet'e muvâfakat etmektir. Kitap ve Sünnet'e uyan herkes aralarında uzak bir zaman ve mekân farkı olsa bile selefin izleyicisidir. Onlara muhalefet eden ise onların arasında yaşasa bile onlardan değildir.
editor
Administrator
Gönderiler: 82
graph
Sitede Değil Kullanıcı bilgilerini görmek için tıklayın
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
 
Üste gitSayfa: 1

Üye Giriş Formu

Allah yaratılış gayesi yaratılışgayesi davet muhammed melek Kuran Sünnet hadis ayet cennet, cehennem, islam, insan, yazılı, sesli, video, yayın, ebu, said, enes, canlı, tv, abdurrahman, musa, isa, ibrahim, nuh, ıstılah, sohbet, albani, buhari, muslim, tirmizi, nesai, ibn, mace, taberi, kesir, kurtubi, sitte, ebu, davut, davud, sunen, dua,  büyü, cin, sihir, tılsım, ahmed, korunma, edeb, rukye, oruç, namaz, kurban, bayram, ramazan, fıtrat, tevhid, uluv, risale, tahkik, menhec, tahric, nur, muaz, zaman, sema, arş, cübbeli, harun, isa, yahya, vahiy, islami, video, islamivideo, mesnevi, mevlana, guraba, kitap, al, oku, öğren, cd, indir, download, ebu said tasavvuf mevlana fetva ayet ebusaid kitap kays leyla mecnun celalettin celaleddin rumi kimya zahir tecelli vasıf tanımak nitelemek hadis ilim  amel iman nas iman ıstılahşeriathakikathükümkuran sünnet küfür şirk tevhid sünnet kalp hayat zikir iman

Şu anda 335 ziyaretçi çevrimiçi