Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Lütfen Giriş yada Kayıt.    Kayıp Parola?

Tevhid Gemisi Bin ve Kurtul
(1 inceleyen) (1) Ziyaretçi
Alta gitSayfa: 1
BAŞLIK: Tevhid Gemisi Bin ve Kurtul
#20
Tevhid Gemisi Bin ve Kurtul 14 Yıl, 1 Ay önce Karma: -10
AddThis Social Bookmark Button
TEVHİD GEMİSİ
BİN VE KURTUL!

Muhammed el-Arifî

“Ey halkım, Allah’ın Davetçi’sine uyun!”
(Ahkâf, 46/31)

Dünya müşriklerle doluydu. Biri puta dua ediyordu. Öteki bir mezara ümit bağlıyordu. Bir diğeri insana ibadet ediyordu. Bir başkası da ağaca tazim gösteriyordu.

Rableri bu insanlara baktı. Arap acem hepsine gazap etti. Sadece ehli kitabın tevhid ehli olarak kalanları müstesnaydı.

Bu şaşkınlardan biri de efendilerden biri olan Amr b. Cemûh idi. Menaf adında bir putu vardı. Ona kurbanlar sunar, önünde secdelere kapanırdı.

Menaf, sıkıntılı anlarında Amr’ın sığınağı, ihtiyaç duyduğunda barınağıydı.
Odundan yaptığı bir puttu Menaf… Fakat ailesinden de malından da çok severdi…
Amr bu putu kutsallaştırmada, süsleyip güzel kokular sürmede ve elbiseler giydirmede oldukça ileri gidiyordu… Dünyayı tanıdığı andan itibaren altmış yaşını geçene dek bu hâl üzere devam etti.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Mek-ke’de peygamber olarak vazifelendirilip Mus’ab b. Umeyr radıyallâhu anh’ı davetçi ve öğretici olarak Medine hâlkına gönderince Amr b. Cemûh’un haberi olmadan üç oğlu anneleri ile birlikte Müslüman oldu.

Babalarına gidip öğretici olarak gelen davetçiyi haber verdiler; Kur’an okudular. “Babacığım, insanlar ona tabi oldular. Onun peşinden gitmek hakkında sen ne dersin?” dediler.

“Menaf’a danışmadan bir şey diyemem. Bakacağım bakalım ne diyor?” dedi.

Daha sonra Amr kalktı ve Menaf’ın yanına gitti. Putlarıyla konuşmak istediklerinde putun arkasına yaşlı bir kadın koyarlardı. Bu yaşlı kadın sözde putun kendisine ilham ettiklerini söyleyerek cevap verirdi.

Amr, topallayarak Menaf’a doğru yürüdü. Ayaklarından biri ötekinden daha kısaydı. Sağlam ayağı üzerinde dikilerek putun önünde saygı ve hürmetle durdu. Sonra puta övgü ve metihlerde bulundu. Ardından da “Ey Menaf! Hiç şüphesiz sen bu gelen adamdan haberdarsın. Senden başkası için bir kötülük istememektedir. Bizi sana ibadet etmekten alıkoyuyor. Ey Menaf! Bana ne yapacağımı işaret et!” dedi. Ama put hiçbir şey söylemedi. Amr söylediklerini tekrarladı. Fakat put yine bir şey demedi Sonra Amr “Herhalde kızdın. Ben de öfken yatışana kadar birkaç gün sana bir şey söylemem.” dedi.

Sonra bırakıp çıkıp gitti. Gece olduğunda oğulları Menaf’ın yanına vardılar. Onu alıp götürdüler ve leşlerin, pisliklerin bulunduğu bir çukura attılar. Sabah olunca Amr selamlamak üzere putunun yanına girdiğinde yerinde bulamadı. Avazı çıktığı kadar bağırdı: “Yazıklar olsun size! Geceleyin ilahımıza bu düşmanlığı kim yaptı?” Ailesi hiç ses çıkarmadı. Amr korkuya kapıldı. Ne yapacağını bilemedi. Putu aramak üzere evden çıktı. Tepe taklak olmuş vaziyette çukurun içinde buldu. Çıkarıp güzel kokular sürdü ve tekrar yerine götürdü.

Puta “Ey Menaf! Bunu sana kimin yaptığını bir öğrenirsem, rezil edeceğim.” dedi. Ertesi gece oğulları yine puta doğru yöneldiler. Götürüp aynı pis çukura attılar. İhtiyar, sabah olunca putuna baktı, yerinde göremedi. Öfkelenerek tehditler savurdu. Sonra aynı çukurdan putu çıkarıp yıkadı, güzel kokular sürdü. Gençler, puta her gece aynı şeyleri yapıyorlardı. O da her gün gidip o çukurdan putu çıkarıyordu. Amr durumdan iyice sıkılınca yatmadan önce Menaf’ın yanına gitti ve “Yazık sana Menaf! Keçi bile ken dini koruyabiliyor.” dedi ve putun kafasına bir kılıç asarak “Düşmana karşı kendini koru!” dedi.

Gece olunca gençler yine geldiler. Putu götürüp ölü bir köpek leşine bağlayarak pisliklerin toplandığı bir kuyuya attılar. Sabah olunca ihtiyar yine putunu aradı. Putu o hâlde görünce şöyle dedi:

Erkek tilkinin kafasına işediği rab,

Tilkilerin işediği adam düştü bitâp

Daha sonra Allah’ın dinine girdi ve din meydanında salihlerin yarışına katıldı. Amr’a bir bakın. Müslümanlar Bedir Savaşı’na çıkmak istediklerinde yaşlı ve topal diye oğulları ona engel oldular. Cihada çıkmak için ısrar etti. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ’in yardımına başvurdu. Rasûlullah da onun Medine’de kalmasını emretti. Böylece Amr, Medine’de kaldı.

Uhud Gazvesi yapılacağı zaman. Amr yine cihada çıkmak istedi. Oğulları yine engel oldular. Çocukları çok aşırı engel olunca Amr, gözyaşlarına engel olmaya çalışarak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti. “Ya Rasûlullah!” dedi, “Oğullarım benim seninle beraber cihada çıkmama mani oluyorlar.”

Rasûlullah “Allah seni mazur görmüştür.” dedi. “Ya Rasûlullah! Allah’a yemin olsun ki bu topallığımla cennette dolaşmayı arzu ediyorum.” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem, onun cihada çıkmasına izin verdi. Amr silahını aldı ve “Allah’ım, bana şehitlik nasip et! Aileme beni geri döndürme!” dedi. Savaş meydanına vardıklarında. İki ordu karşılaştı. Kahramanlar haykırdı. Oklar atıldı. Amr karanlıklar ordusuna kılıcıyla darbeler indirmeye, putperestlere karşı savaşmaya başladı. En sonunda bir kafir kendisine yöneldi ve kendisini şehit lik makamına erdirecek kılıç darbesini indirdi.

Amr radıyallâhu anh defnedildi ve Allah’ın kendilerine nimet verdikleri kimselerin kervanına katıldı. Kırk altı yıl sonra Muâviye radıyallâhu anh döneminde. Uhud şehitleri kabristanına şiddetli bir sel baskını olmuş, kabristan suyla dolmuştu.
Müslümanlar, şehitlerin cesetlerini nakletmeye koştular. Amr b. Cemûh’un kabrini kazdıklarında bir de baktılar ki Amr’ın cesedi yumuşacık. Kolları, bacakları bükülmüş vaziyette sanki uyuyor. Toprak bedenine hiçbir zarar vermemiş. Kendisine ayan beyan olan hakka döndükten sonra Allah’ın Amr’a nasıl bir son nasip ettiğini iyi düşün!

“Lâ ilâhe illallâh” sözünü gerçekleştirince Allah’ın ahiretten önce daha dünyada iken kerametini nasıl izhar ettiğine bakın! Bu kelime, göklerin ve yerin kendisiyle ayakta durduğu bir kelimedir. Allah’ın, tüm mahlûkatı üzerinde yaratmış olduğu fıtratdır. Cennete girme sebebidir. Cennet ve cehennem bu kelime için yaratılmıştır. İnsanlar da müminler ve kâfirler olarak; iyiler ve kötüler olarak bu kelime sebebiyle ayrılmışlardır.

Allah’ın huzurunda şu iki şeyden sorulmadıkça kulun ayakları yerinden bile oynamaz:

Neye ibadet ediyordunuz?

Peygamberlere ne cevap verdiniz?
editor
Administrator
Gönderiler: 82
graph
Sitede Değil Kullanıcı bilgilerini görmek için tıklayın
Son Düzenleme: 29/03/2010 17:28 Düzenleyen editor.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
 
Üste gitSayfa: 1

Üye Giriş Formu

Allah yaratılış gayesi yaratılışgayesi davet muhammed melek Kuran Sünnet hadis ayet cennet, cehennem, islam, insan, yazılı, sesli, video, yayın, ebu, said, enes, canlı, tv, abdurrahman, musa, isa, ibrahim, nuh, ıstılah, sohbet, albani, buhari, muslim, tirmizi, nesai, ibn, mace, taberi, kesir, kurtubi, sitte, ebu, davut, davud, sunen, dua,  büyü, cin, sihir, tılsım, ahmed, korunma, edeb, rukye, oruç, namaz, kurban, bayram, ramazan, fıtrat, tevhid, uluv, risale, tahkik, menhec, tahric, nur, muaz, zaman, sema, arş, cübbeli, harun, isa, yahya, vahiy, islami, video, islamivideo, mesnevi, mevlana, guraba, kitap, al, oku, öğren, cd, indir, download, ebu said tasavvuf mevlana fetva ayet ebusaid kitap kays leyla mecnun celalettin celaleddin rumi kimya zahir tecelli vasıf tanımak nitelemek hadis ilim  amel iman nas iman ıstılahşeriathakikathükümkuran sünnet küfür şirk tevhid sünnet kalp hayat zikir iman

Şu anda 343 ziyaretçi çevrimiçi